Kardelen Derneği üyesi bayanlar yaşanan son süreçten rahatsız olduklarını belirtti

Tire’de öğrencilere ve ihtiyaç sahibi ailelere yardımda bulunmak amacıyla kurulan Tire Kardelen Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği üyesi bayanlar, önceki gün bir araya gelerek, son iki aylık süreç sonrasında oluşan durumla ilgili kaygılarını dile getiren bir basın açıklaması yaptı.

Tire’deki yardım derneklerinden biri olan, 2006 yılından bu yana hizmetlerini sürdüren Tire Kardelen Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği üyesi bayanlar, önceki gün Turgut Özal Bulvarı’nda bulunan Tuğra Kahvaltı Salonu ve Kafeteryasında bir araya gelerek, ülke gündemi ile ilgili değerlendirmelerde bulunarak, yaşanan son süreç sonrasında oluşan toplumsal kutuplaşma durumunun kendilerini kaygılandırdığını belirttiler. Aktif üye sayılarının 62 olduğunu ve yüzlerce gönüllü destekçilerinin bulunduğunu belirten Dernek, Tire’deki ihtiyaç sahibi ailelere ve öğrencilere destek olmak için yardım çalışmalarında bulunuyor. Dernek üyelerinin de katıldığı ortak görüşlerin dile getirildiği basın toplantısında, hazırlanan basın açıklamasını Dernek Başkanı Nurgül Çetindağ yaptı. Açıklama sonrasında dernek üyesi olan bazı bayanlar, çalışmaları ve yaşanılan süreçle ilgili kişisel görüş ve kaygılarını dile getirdiler. Görüşlerini açıklayan isimler; Elif Yurdageldi, Nilüfer Erdal, Nihal Cön, Büşra Korkmaz Aksoy, Hatice Aksoy, Nurgül Çetindağ oldu. Yapılan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi. “YOLSUZLUK VE PARALEL DEVLET SÖYLEMLERİ TOPLUMSAL BARIŞ VE İSTİKRARI TEHDİT EDİYOR” “Ülkemizi saran yolsuzluk ve paralel devlet söylemleri, toplumsal barışı ve istikrarı tehdit ettiğini, demokrasiye ve iç barışa açık şekilde tehlike oluşturduğunu görüyoruz ve Sivil Toplum Hareketi olarak aynı vatanın evlatları olmamız hasbiyle, üzülerek takip ediyoruz. Son yıllarda taktir edilecek atılımlar olarak, çok güzel bir ivmenin yakaladığı bir dönemde, birlik ve beraberlik yerine ayrışmaları ve kamplaşmaları derinleşen, kurumlara ve kurallara duyulan güveni ve ülke istikrarını tehdit eden gelişmeler, enerjimizi kalkınmaya daha fazla refah ve demokrasiye odaklanmaya zorlaştırmaktadır. İçinden geçtiğimiz olumsuz süreçten bir an evvel çıkabilmek ve yıllardır özlemini çektiğimizi hakiki demokrasiye en kısa zamanda kavuşmak için beklenti ve temennilerimizi yüce halkımıza arz etmeyi bir borç biliriz. -Ülke Demokrasisi, ekonomisi ve iş dünyasını tehdit eden bu yolsuzluk ve paralel devlet iddialarının üzerine hukukun üstünlük ilkesi doğrultusunda kararlılıkla gidilmesi, -Demokrasinin temel ilkelerinden kuvvetler ayrılığını, kuvvetler çatışmasına dönüştürecek tartışmalardan ve ayrışmalardan kaçınılmasını, -Türkiye’nin güçlenmesinden rahatsız olanlara istedikleri fırsatın verilmemesi için milli birlik, beraberlik ve kardeşliğimizden taviz verilmeden hayata geçirilmesi, -Ülke olarak küresel krize rağmen sürdürdüğümüz ekonomik başarımızın kırılmasına izin verilmemesine, -Uzun yıllardır sabır ve kararla üzerinde durduğumuz Avrupa Birliği’ne tam üyelik sürecinin zayıflatılmamasını, aksine sürecin hızlandırılmasını, -Milletçe el ele büyük bir özveri ve gayretler ile kazanılan Türkiye’nin uluslararası imajını sarsacak girişimlerden azami hassasiyetle uzak durulmasına, -Ülkemiz ve Milletimiz için üreten, istihdam sağlayan kurum, kuruluş ve şirketlerimizin, itibarlarının zedelenmemesini, bir ülke için telafisi mümkün olmayan kamplaşmalara kurban edilmemesine, -Demokrasinin olmazsa olmazlarınsan olan; ifade, düşünce, inanç ve teşebbüs hürriyetini güçlendirecek, özel hayata saygıyı pekiştirecek, yasama, yürütme ve yargı erklerinin tekrar bir çatışma ortamına girmesine izin vermeyen bir anayasanın yapılmasına, -Cumhuriyetimizin 100. Yılı hedeflerine odaklanan Türkiye’mizde, bizler, Cumhuriyetimizi güçlendirilmesi ve demokratik, laik, sosyal hukuk devletinin kurumsallaştırılması, gelecek nesillere örnek bir Türkiye bırakılmasına özlem duymaktayız. Şu gerçek unutulmamalıdır ki yapmak zor, yıkmak kolaydır. Bu ülkeyi yıpratacak ortak kazanımlarımızı heba edecek tutumlar hepimize kaybettirdiği gibi ülkemizi istikrarsızlığa sürükler. Türkiye’nin güçlü bir devlet olma inancını hiçbir zaman kaybetmedik ve yaşanan bu zorlukları da Allah’ın yardımına vesile olan milli birlik ve beraberliğimizle aşacak kudrete sahip olduğumuza güvenimiz tamdır. Gün ayrışma değil, bütünleşme günüdür. Gün, günlük çekişmeler değil, ortak geleceğimiz için birlikte hareket etme günüdür. Gün el ele, gönül gönüle dayanışma günüdür. Gün nefret etme günü değil, birbirimizi sevme günüdür.”    HABER: KAMURAN KIZILBOĞA FOTO: ZÜBEYİR TABAK