Ersen, ‘‘İyi bir mühendis işini ahlakla ve erdemle yapan kişidir’’

Son zamanlarda gündeme siyaset hayatıyla gelen Burak Alp Ersen ile bu kez mesleği hakkında konuştuk.

Kendinizi kısaca tanıtır mısınız?   Ben inşaat mühendisi  Burak Alp Ersen, 39 yaşındayım 1979 Tire doğumluyum.  Tire Şehit Albay Karaoğlanoğlu lisesini birincilikle bitirdim. 2002 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat mühendisliği bölümünü bitirdim. O tarihten bu yana ilk olarak Tire Organize Sanayi bölgesinde inşaat mühendisliği yaptım. Sonrasında da kendi işimi kurdum ve şuan kendi işimi yapıyorum.   Mesleğimi seçerken bu bölüm benim çoğunlukla tercihim olan bir bölümdü. Yani 15 tercihim varsa bunların 8-10 tanesi inşaat mühendisliğiydi.  İnşaat mühendisliği kendine özgün, farklı işler yapılabilecek bir meslek olduğu için bilerek ve isteyerek seçtim.   Yaptığınız işin tanımı nedir? Bize mesleğinizi anlatabilir misiniz?   İnşaat mühendisliği aslında bugün aklımıza gelen havalimanı, demiryolları, deniz limanları, karayolları, otobanlar, gökdelenler, altyapı, kanalizasyon, içme suyu, dolgu işlemleri, fabrika inşaatları aklınıza insanların kullandığı yaşadığı gereksinim duyduğu ne geliyorsa bunlar inşaat mühendisliği tarafından yapılan uygulamalardır. Bunların hepsinin değişik uzmanlık alanları oluyor. İnşaat mühendisleri az önce de bahsettiğim gibi insanın kullandığı her türlü yapının uygulayıcı disiplini olarak yer almaktadır. Bu işi yaparken diğer meslek disiplinlerinden de faydalanır ve bir ortak çalışmanın ürünü olarak hayata geçer. Mesela bir AVM yapılırken makine mühendisi, elektrik mühendisi, mimar gibi diğer meslek disiplinlerindeki bütün mühendis ve teknik adamlardan yararlanılır. Kısaca söylemek gerekirse inşaat mühendisleri her ne kadar işin proje-uygulama kısmında bulunsa da asıl görevi günümüzde bu tür büyük inşaatların yürütülmesinde koordinatörlüktür. Yaşamın olduğu yerde inşaat vardır, inşaatın olduğu her yerde de inşaat mühendisi vardır.   Mesleğinizi seçmedeki en önemli faktör nedir?   İnşaat mühendisinin özgün karakteri, geniş iş alanlarında söz ve yetki sahibi olması beni bu mesleğe yöneltmiştir. Mesleği seçmemde ailemin bir etkisi olmadı, onlar bu konularda fazla ilgili değillerdi. Okuduklarım, televizyonda gördüklerim ve gözlemlerim beni bu mesleği seçmeye yöneltti.   Mesleğinizin en büyük zorluğu nedir?   Aynı gün içerisinde okuma yazma bilmeyen eğitimsiz bir insanla, cebinde milyonları olan bir insanla veya çok eğitimli insanlarla irtibatta olup hepsinin ruh haline, yaşam tarzlarına göre cevap verebilmeniz gerekiyor. Yetişmiş eleman zorluğumuz da var.  İş güvenliği konusunda insanları doğru yönlendirip doğru çalışmalar yapamıyoruz. Elemanlar, işçiler, ustalar yeterli güvenlik önlemi almamıza pek önem vermiyorlar. Bence en büyük zorluğumuz bu konularda yaşanıyor.   İşinizin en sevdiğiniz tarafı nedir?   Ben başlarda 8-10 metre istinat duvarları yaptım, araç köprüleri yaptım, sanayi bölgesi yaptım, konut yaptım. Kısaca her türlü işle uğraştık. O iş bitip o tesis aktif hale geldiğinde ne kadar az sorunlarla size geri dönüş olursa o kadar çok mutlu oluyorsunuz. Yaptığımız işin faydalı bir şekilde kullanılması bizleri mutlu ediyor. Sonuçta bir şeyler üretmiş oluyorsunuz, bu da mutluluk veriyor. İşimizin en güzel tarafı bu.   Yaptığınız işe göre elde ettiğiniz geliri yeterli buluyor musunuz?   İşlerimiz dönemsel olarak artıyor ve azalabiliyor gerek ülkenin durumdan gerekse piyasadaki rekabet ortamından dolayı kaliteli iş kaliteli paraya her zaman olamıyor maalesef. Siz bir şekilde işi kaliteli şekilde alıp kaliteli şekilde kazancınızı sağlamakla yükümlüsünüz.  Ben inşaat mühendisi olduğum için ve de buralı olduğum için, insanların yüzüne bakacak olduğumuz için, mesleki olarak da hocalarımızın öğütlediği şekilde işleri kısıtlı ölçülerde bile en iyi şekilde yapmak zorundayız. O yüzden ben iş karşılığı alınan ücreti yeterli bulmuyorum. Bence bu rekabet ortamında elma da armut da aynı sepette. Bir ayrım yok. Bizim de sıkıntılarımızın başında bu geliyor.   Bu mesleğe yönelmek isteyen gençlere tavsiye eder misiniz?   Tavsiye ederim. Ama iyi bir inşaat mühendisi olabilmek için Türkiye’de belli başlı okullar var oralarda okumalarını isterim. Gidemezlerse de diğer okullarda diploma alıp kendilerini yetiştirirlerse neden olmasın? Öncelikli olarak iyi bir mühendis; meslek etiğine dikkat eden, ahlaklı, erdemli, yapacağı şeyi insanların sağlıklı bir şekilde uzun mertebe kullanmasını sağlayacak şekilde yapmalı, yaptırmalı ve kontrol etmeli. Çünkü bizim işin çok boyutu var bazen yapıyorsunuz, bazen yapanı kontrol ediyorsunuz, bazen de yapılanı kontrol ediyorsunuz. Bu meslek bu anlamda geniş bir skalaya sahip. Bu mesleği seçecek ve yapacak arkadaşların mesleki değerlere çok dikkat etmesi gerekmektedir.   Bu mesleğe sahip olmak için hangi okulları okumak gerekmektedir?   İlk olarak lise seviyesine kadar okumak gerekiyor ardından mühendislik fakültelerinin inşaat mühendisliği bölümlerini 4 yıl lisans olarak tamamlamaları gerekiyor. Yetinmeyen arkadaşlar daha sonra da yüksek lisans yaparak daha da yükselme şansı bulabiliyorlar. Ben Dokuz Eylül Üniversitesini bitirdim. Türkiye’de bu alanda en iyi 10 üniversiteden birisidir.   Bu mesleği seçmeseydiniz hangi mesleği seçmek isterdiniz?   Yazar ya da ekonomist olmak isterdim.   İşinizi yaparken halktan beklentiniz nelerdir?   Mesela işimizi yaparken bazen ihaleler alıyoruz. Kamu ihaleleri alırken yollarda bir takım işler yapmamız gerekiyor. Biz gerekli güvenlik önlemlerimizi almamıza rağmen bazen insanlar bisikletle falan geçmeye çalışıyor. Bu tür şeylerin olmamasını istiyoruz. Biz gerekli güvenlik önlemlerini aldıktan sonra vatandaşın da o güvenlik önlemlerine uygun olarak inşaat sahasına girmemesini ve dikkatli olmasını istiyoruz. Çünkü biz iş yaparken üzerinde özellikle durduğumuz şey kaş yaparken göz çıkarmamak. Yani bir şey yaparken insanlara zarar vermememiz lazım. Biz bu konuda duyarlı olmaya çalışıyoruz ama halktan da şantiye sahalarına, iş makinelerine yaklaşmamalarını öneriyoruz.  Halktan en büyük beklentimiz yapılan işe saygı duyulmasının yanında yapılan işe meraktan öte onu yapılacak bir iş olarak görmesidir.   Meslek hayatınızda başınızdan geçen en kötü ve en iyi olay nedir?   En iyi olayımız; şuana kadar Allah’a şükür bir iş kazası yaşamamış olmamız ve teslim ettiğimiz işlerimizin kaliteli ve dayanıklı olarak kullanılmaya devam ediyor olmasıdır.   En kötü olayımız ise bir yol çalışmasında traktörü asıl kullanması gereken adamın bizim bilgimizin dışında çok farklı bir adama verip kaza yapmasıydı.  Traktörü parçalamış ve kendisi de ufak tefek yaralarla bunu atlatmıştı. Personel sözünüzü dinlemiyor,  kendi isteğine göre hareket ediyor ve bunların tüm sorumluluğunun sizde oluyor. Bu işin en kötü tarafı bu.