bağcılar escort

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş

Dünya ve algı yönetimi

Tire 29.09.2015 - 11:34, Güncelleme: 19.02.2023 - 03:58
 

Dünya ve algı yönetimi

Daha çok dünya ve ülke kamuoylarını istedikleri biçimde yönlendirmek isteyen devletler ve yöneticiler tarafından kullanılan algı yönetimi savaşlar kadar önem kazanmıştır. Firmalar da reklamları aracılığıyla daha fazla satış ve rakiplerine karşı üstünlük elde edebilmek için algı yönetimini sıklıkla kullanmaktadırlar.
Özellikle mantık ve akıldan ziyade duygulara hitap eden ve hisleri motive eden algı yönetimi ile ülkeler işgal edilebilmekte veya gönüllerde pek çok kişi, grup veya millet linç edilebilmektedir. Gerçekleri maniple ederek kendi istek ve emelleri doğrultusunda algı oluşturmak günümüzün gizli savaşı haline geldi. Geçen hafta Danimarka sınırına ulaşan Suriyeli mültecilerden küçük bir kız çocuğu ile Danimarkalı Polisin oyun oynarken çekilmiş bir fotoğrafı tüm dünyaya servis edildi. Bu tek karelik fotoğraf ile Danimarka ve polis memuru müthiş bir sempati kazandı. Bu fotoğrafın Danimarka’ya maddi manevi getirisi rakamlarla ölçülemez bir değerdir. Ancak basından öğreniyoruz ki Danimarka devleti sınırına gelen bu mültecilerin hiçbirini kabul etmemiş ve geri göndermiştir. Avrupa algı yönetimi konusunda oldukça profesyonel davranmaktadır. Halbuki Türkiye’ye gelen iki milyondan fazla Suriyeli mülteciye devletimizin yaptığı yardım ve hizmetlere ait o kadar fotoğraf karesi ve video var ki, Türkiye bu görüntüleri dünyaya bir program dahilinde servis edememiştir. Algı yönetimine diğer bir örnek Irak’ın işgal edilmesidir. Saddam Hüseyin yönetimindeki Irak’ta kitle imha silahı var diyerek bir algı oluşturan ABD,  Birleşmiş Milletler’e aldırdığı kararlarla bu ülkeyi işgal ve tarumar etmiştir. Kitle imha silahları bulunmadığı halde kimse çıkıp da nerede bu silahlar diye sormamıştır. Anlaşılacağı üzere bir ülke savaş açacağı ülkeyi önce oluşturduğu algılarla işgal ediyor, ardından askerini gönderiyor. İşin özeti algı yönetimi biraz da üzüm yemekten ziyade esas hedef bağcıyı döğmek amacıyla oluşturulan zemindir. 20. yüzyıl başında hakim güç olan Avrupa ülkeleri özellikle doğu ve Ortadoğu ülkelerini işgal ederken ve dağılmalarına zemin hazırlarken, ‘bu yüzyılda Şah, Padişah, Çar, İmparator, Sultan ve Halife mi olur?’ diye propaganda ve siyasi baskı yaparak algı oluşturmuşlar ve pek çok ülkeleri bu algı ile yıkmışlardır. Ama şu anda yani 21. Yüzyılda olmamıza rağmen pek çok Avrupa ülkesinde hala kralların, prens ve prenseslerim olması ve bu ülkelerin sembolikte olsa ve oldukça yüksek maaşlı Krallar tarafından yönetilmesi ve hala papalığın en koyu şekilde devam etmesi enteresan değil mi? Ve hiç kimsenin de ‘bu yüzyılda kralların ne iş var’ diyememesi üzerimizdeki algı yönetiminin başarısını gösteriyor. Algı oluşturmak isteyenler aslında aklımızı, düşüncelerimizi ve duygularımızı bir anlamda kendi arzuları doğrultusunda esir ediyorlar. Afganistan’ı işgal eden batı medeniyeti, daha sonra sırasıyla, Irak, Libya, Suriye, Sudan ve adını dahi bilmediğimiz pek çok Müslüman Afrika ülkesini hala işgali altında tutmaktadır. İşgal ettiği ülkelerde oluşturduğu karşıt gruplarla iç savaşı tetiklemekte ve karışıklıklara yol açmaktadır. Ardında tüm dünyaya, kendinin tüm bu olanlarda hiçbir dahli yokmuş gibi dezenformasyon yaparak dünya kamuoyunu hatta Müslüman kamuoyunu da yanıltarak Müslümanların savaşçı kötü niyetli ve cahil olduğu konusunda bizler üzerinde algı oluşturmakta ve bunu başarmaktadırlar. Bizlerde zenci çocuğun kötü insana örnek olarak yine bir zenci çocuğu işaret etmesi gibi acınacak bir duruma düşüyor ve bu algı yönetimin içinde adeta boğularak, kısır döngü içinden çıkamıyoruz. Düştüğümüz kuyudan çıkmamızı sağlayacak veya yol gösteren kişileri de kuyuya düşmesi için var gücümüzle ayağından aşağıya çekiyoruz. Dünya algılarla yönetiliyor diyebiliriz. Özellikle seçim zamanlarında siyasi partilerde algı yönetimi konusunda oldukça yüksek çaba içindedirler. Partiler gerek gösterdikleri adaylar gerekse reklam kampanyaları ile seçmenler üzerinde olumlu algı oluşturmak için yoğun çaba sarf etmektedirler. Liderlerin seçmen üzerindeki algıları oy oranlarını önemli ölçüde etkilemektedir. Firmalar da markalarını ve yeni ürünlerinin tanıtım ve satışlarını artırmak için reklam kampanyaları ile tüketiciler üzerinde algı oluşturmak için ciddi bütçeler ayırmaktadırlar. Ünlü isimleri reklam kampanyalarında kullanarak, ünlü kişilerin o ürünü kullandığı veya tükettiği algısıyla toplum üzerinde etkin olmaya çalışmaktadırlar. Özellikle batı ülkelerinin algı yönetimi konusunda başarılı olduklarını görüyoruz. Hatta bizim gibi ülkelerde bazı kişi veya gruplar kendi ülkelerinde elde edemedikleri siyasi veya ticari algıları ABD veya Avrupa’daki bazı yayın organlarında yayınlattıkları reklam ve makaleler ile elde etmeye yoluna gitmektedirler. Bazen bu tür girişimler ters algı olarak da dönebilmektedir. Önümüzdeki dönemde özellikle devletler yurtiçi ve yurtdışı algı yönetimi konusunda birbirleriyle yarışmaya devam edecekler. Hatta yakın zamanda ülkelerin “Algı Yönetimi Müsteşarlığı” veya “Algı Yönetimi Bakanlığı” gibi kurumları ile de karşılaşırsak şaşırmayalım.    
Daha çok dünya ve ülke kamuoylarını istedikleri biçimde yönlendirmek isteyen devletler ve yöneticiler tarafından kullanılan algı yönetimi savaşlar kadar önem kazanmıştır. Firmalar da reklamları aracılığıyla daha fazla satış ve rakiplerine karşı üstünlük elde edebilmek için algı yönetimini sıklıkla kullanmaktadırlar.

Özellikle mantık ve akıldan ziyade duygulara hitap eden ve hisleri motive eden algı yönetimi ile ülkeler işgal edilebilmekte veya gönüllerde pek çok kişi, grup veya millet linç edilebilmektedir. Gerçekleri maniple ederek kendi istek ve emelleri doğrultusunda algı oluşturmak günümüzün gizli savaşı haline geldi.

Geçen hafta Danimarka sınırına ulaşan Suriyeli mültecilerden küçük bir kız çocuğu ile Danimarkalı Polisin oyun oynarken çekilmiş bir fotoğrafı tüm dünyaya servis edildi. Bu tek karelik fotoğraf ile Danimarka ve polis memuru müthiş bir sempati kazandı. Bu fotoğrafın Danimarka’ya maddi manevi getirisi rakamlarla ölçülemez bir değerdir. Ancak basından öğreniyoruz ki Danimarka devleti sınırına gelen bu mültecilerin hiçbirini kabul etmemiş ve geri göndermiştir. Avrupa algı yönetimi konusunda oldukça profesyonel davranmaktadır. Halbuki Türkiye’ye gelen iki milyondan fazla Suriyeli mülteciye devletimizin yaptığı yardım ve hizmetlere ait o kadar fotoğraf karesi ve video var ki, Türkiye bu görüntüleri dünyaya bir program dahilinde servis edememiştir.

Algı yönetimine diğer bir örnek Irak’ın işgal edilmesidir. Saddam Hüseyin yönetimindeki Irak’ta kitle imha silahı var diyerek bir algı oluşturan ABD,  Birleşmiş Milletler’e aldırdığı kararlarla bu ülkeyi işgal ve tarumar etmiştir. Kitle imha silahları bulunmadığı halde kimse çıkıp da nerede bu silahlar diye sormamıştır. Anlaşılacağı üzere bir ülke savaş açacağı ülkeyi önce oluşturduğu algılarla işgal ediyor, ardından askerini gönderiyor. İşin özeti algı yönetimi biraz da üzüm yemekten ziyade esas hedef bağcıyı döğmek amacıyla oluşturulan zemindir.

20. yüzyıl başında hakim güç olan Avrupa ülkeleri özellikle doğu ve Ortadoğu ülkelerini işgal ederken ve dağılmalarına zemin hazırlarken, ‘bu yüzyılda Şah, Padişah, Çar, İmparator, Sultan ve Halife mi olur?’ diye propaganda ve siyasi baskı yaparak algı oluşturmuşlar ve pek çok ülkeleri bu algı ile yıkmışlardır. Ama şu anda yani 21. Yüzyılda olmamıza rağmen pek çok Avrupa ülkesinde hala kralların, prens ve prenseslerim olması ve bu ülkelerin sembolikte olsa ve oldukça yüksek maaşlı Krallar tarafından yönetilmesi ve hala papalığın en koyu şekilde devam etmesi enteresan değil mi? Ve hiç kimsenin de ‘bu yüzyılda kralların ne iş var’ diyememesi üzerimizdeki algı yönetiminin başarısını gösteriyor. Algı oluşturmak isteyenler aslında aklımızı, düşüncelerimizi ve duygularımızı bir anlamda kendi arzuları doğrultusunda esir ediyorlar.

Afganistan’ı işgal eden batı medeniyeti, daha sonra sırasıyla, Irak, Libya, Suriye, Sudan ve adını dahi bilmediğimiz pek çok Müslüman Afrika ülkesini hala işgali altında tutmaktadır. İşgal ettiği ülkelerde oluşturduğu karşıt gruplarla iç savaşı tetiklemekte ve karışıklıklara yol açmaktadır. Ardında tüm dünyaya, kendinin tüm bu olanlarda hiçbir dahli yokmuş gibi dezenformasyon yaparak dünya kamuoyunu hatta Müslüman kamuoyunu da yanıltarak Müslümanların savaşçı kötü niyetli ve cahil olduğu konusunda bizler üzerinde algı oluşturmakta ve bunu başarmaktadırlar. Bizlerde zenci çocuğun kötü insana örnek olarak yine bir zenci çocuğu işaret etmesi gibi acınacak bir duruma düşüyor ve bu algı yönetimin içinde adeta boğularak, kısır döngü içinden çıkamıyoruz. Düştüğümüz kuyudan çıkmamızı sağlayacak veya yol gösteren kişileri de kuyuya düşmesi için var gücümüzle ayağından aşağıya çekiyoruz.

Dünya algılarla yönetiliyor diyebiliriz. Özellikle seçim zamanlarında siyasi partilerde algı yönetimi konusunda oldukça yüksek çaba içindedirler. Partiler gerek gösterdikleri adaylar gerekse reklam kampanyaları ile seçmenler üzerinde olumlu algı oluşturmak için yoğun çaba sarf etmektedirler. Liderlerin seçmen üzerindeki algıları oy oranlarını önemli ölçüde etkilemektedir.

Firmalar da markalarını ve yeni ürünlerinin tanıtım ve satışlarını artırmak için reklam kampanyaları ile tüketiciler üzerinde algı oluşturmak için ciddi bütçeler ayırmaktadırlar. Ünlü isimleri reklam kampanyalarında kullanarak, ünlü kişilerin o ürünü kullandığı veya tükettiği algısıyla toplum üzerinde etkin olmaya çalışmaktadırlar.

Özellikle batı ülkelerinin algı yönetimi konusunda başarılı olduklarını görüyoruz. Hatta bizim gibi ülkelerde bazı kişi veya gruplar kendi ülkelerinde elde edemedikleri siyasi veya ticari algıları ABD veya Avrupa’daki bazı yayın organlarında yayınlattıkları reklam ve makaleler ile elde etmeye yoluna gitmektedirler. Bazen bu tür girişimler ters algı olarak da dönebilmektedir.

Önümüzdeki dönemde özellikle devletler yurtiçi ve yurtdışı algı yönetimi konusunda birbirleriyle yarışmaya devam edecekler. Hatta yakın zamanda ülkelerin “Algı Yönetimi Müsteşarlığı” veya “Algı Yönetimi Bakanlığı” gibi kurumları ile de karşılaşırsak şaşırmayalım.

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve buyuktire.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.