ATATÜRK GERÇEĞİ

Ölümünden 79 yıl sonra, yüce önder Atatürk daha dün gibi hatırlanıyor, eserleriyle ve fikirleriyle milletinin gönlünde sarsılmaz bir yer tutuyor. Atatürk de her fani gibi ölümlüydü ve hakkın rahmetine kavuştu. O da bu gerçeği çok iyi bilenlerdendi şüphesiz. Bu nedenle “Benim naçiz ( değersiz ) vucudum elbet bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet ( sonsuza kadar )payidar (var olmak, yaşamak ) kalacaktır.” Özlü sözüyle bu gerçeği dile getirmiştir. Yine Atatürk “Beni görmek demek behemahal (mutlaka) yüzümü görmek de-ğildir,benim fikirlerimi ve duygularımı hissediyorsanız bu yeterlidir” diyerek bir faninin eserleriyle yaşatılabileceğini veciz bir şekilde bizlere nasihatte bulun-muştur. Büyük önder hiçbir faniye nasip olmayan övgüye, mazhar olmuş, sadece Türk Mil-leti için değil, bütün mazlum milletlere önderlik etmiş büyük bir liderdir. Onun ölümüyle bütün dünya büyük bir teessüre gark olmuştur. Devlet adamları, ilim adamları, gazeteler bu büyük adamın ardından övgü dolu sözlerle hatırasına şahitlik etmişlerdir. İşte bu övgü dolu sözlerden birkaç seçki: O kişisel kazanç ve ün peşinde koşan basit bir diktatör değil, gelecek kuşaklar için sağlam temeller atmaya uğraşan bir kahramandı.” Prof. Walter L. WRIHT Jr.                                   “Asırları aşan adam !.. “ Fransa, Paris Basını   “Denilebilir ki onsuz, İslam alemi yolunu bulabilmek için elli yıl daha bekleyecekti.” Berthe Georges-Gaulis   “Çağımızda hiçbir isim Atatürk' ün adı kadar büyük saygı yaratmamıştır.” Observer Gazetesi   O büyük insan, yalnız Türkiye için değil, bütün doğu milletleri için de en büyük önderdi. Emanullah HAN - Afganistan Devlet Başkanı   Atatürk gibi insanlar bir nesil için doğmadıkları gibi belli bir devre için de doğmazlar. Onlar önderlikleriyle yüzyıllarca milletlerin tarihinde hüküm sürecek insanlardır. Tahran Gazetesi -İRAN   “Türkiye, dost ve düşmanlarının hayran olduğu bir deha adama, malik bulunmak bahtiyarlığına erişmiştir.” Katimerini -YUNANİSTAN   Bu ve benzer övgüler sayfalar, hatta kitaplara sığmayacak kadar fazladır. Dünya-nın hayranlığını kazanmış bir liderin ömrünü refah ve mutluluğu için tüketmiş mil-leti tarafından tam olarak anlaşılabildiğini, taktir gördüğünü söyleyebilmek gerçek-ten güçtür. Bir takım kendini bilmez kişilerin anlamsız ve haksız eleştirlerine bir cevap olarak dünyanın öbür ucunda yaşanan bir olayı nakletmek isterim: Milliyet Gazetesi yazarı rahmetli Hasan Pulur’dan bir kıssadan hisse :   ATATÜRK BÜSTÜ BAVULDAN ÇIKTI. Bir gurup işadamı uzakdoğuya geziye çıkarlar, yolları Endonezya’nın başkenti Ca-karta’ya düşer. O gezide gördükleri ensıkı gümrük kontrolüne tabi tutulurlar. Burası uyuşturucu kaçakçılığının en yoğun olduğu yerlerden biridir. Gümrük kontrolleri bu yüzden en sıkı bir şekilde denetlenmektedir.Gümrük memuru bir işadamının bavulunu karıştırırken eline  sıkıca sarılmış bir paket geçer. Memur bir uyuştururu-cu bulduğunu zannederek hızlı hızlı açmaya başlar. Önce kağıt ambalajını açar, ardından kutunun kapağını açar içinden küçük bir Atatürk büstü çıkar. Memur gayriihtiyari ve heyecanla topuklarını birbirine vurarak hazırol vaziyetine geçerek sağ elindeki büstü sol eline alır ve  sağ elini şapkasının siperine götürerek selam  durur. İş adamı Endonezya’daki bir dostuna Atatürk büstünü armağan olarak götürmektedir. Endonezya’daki  bu sevgi seli , ülkemizdeki bazı meczuplara ilham kaynağı olması dileklerimle,,, Ölümsüz Atatürk fikirlerinle ve eserlerinle sonsuza kadar seni yaşatacağız. Rahat ol rahat uyu Atam.