bağcılar escort

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş

REFERANDUM RÖPORTAJLARI - 9 -

Tire 10.04.2017 - 15:30, Güncelleme: 19.02.2023 - 03:58
 

REFERANDUM RÖPORTAJLARI - 9 -

ÖZEL RÖPORTAJ: Şevket BAHÇELİOĞLU ve Ali YILDIZ ADD başkanı Murat Özan referandumu değerlendirdi 16 Nisan’da yapılacak olan Anayasa Değişikliği Referandum ile ilgili olarak değerlendirmelerin yer aldığı, Gazetemizin ‘Referandum Röportajları’ serisinin 9.’su, Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Murat Özan ile yapıldı. Şevket Bahçelioğlu’ nun hazırladığı soruları, Ali Yıldız sordu. Murat Özan ise soruları gayet açık şekilde kendi bakış açısı ile değerlendirerek cevap verdi.
REFERANDUM RÖPORTAJLARI - 9 - ÖZEL RÖPORTAJ:  Şevket BAHÇELİOĞLU ve Ali YILDIZ ADD başkanı Murat Özan referandumu değerlendirdi 16 Nisan’da yapılacak olan Anayasa Değişikliği Referandum ile ilgili olarak değerlendirmelerin yer aldığı, Gazetemizin ‘Referandum Röportajları’ serisinin 9.’su, Atatürkçü Düşünce Derneği  Başkanı Murat Özan ile yapıldı. Şevket Bahçelioğlu’ nun hazırladığı soruları, Ali Yıldız sordu. Murat Özan ise soruları gayet açık şekilde kendi bakış açısı ile değerlendirerek cevap verdi. BÜYÜK TİRE:  Milletvekili seçilme yaşı 25’ten 18’e düşürülüyor. Son milletvekili seçiminde 25 yaşında kaç milletvekili vardı hatırlıyor musunuz? MURAT ÖZAN : Önce Büyük Tire  Gazetemizin “Basın toplumun müşterek sesidir. ”Gerçeği ile hareket etmesi ve referandum duyarlılığı için teşekkür ederim.    Sorunuza cevap vermeden önce ‘ Bu anayasa değişikliği ile ne kaybediyoruz? Sorusunun yanıtını Atatürkçü Düşünce Derneği yönetim kurulu  Başkanı olarak kamuoyuna açıklamak istiyorum.   Bu değişiklik egemenliğin milletten alınarak tekrar saraya (bir kişiye) verme girişimidir. Bu nedenle yapılmak istenen basit bir hükümet değişikliği değil, rejim değişikliğidir. Milli irade yok ediliyor.Bu değişiklikle siyasi partiler ve millet vekilleri yok sayılıyor. Gizlenen yetkilerle ülkemizin eyaletlere bölünmesinin önü dahi açılabilecektir.   Bu değişiklikle birliğe ve huzura en çok ihtiyacımız olduğu koşullarda milletimiz bölünecektir .Bugün milletimiz ,ülkemiz üzerindeki tehditlere , teröre son verilmesini , ekonomik sorunların çözülmesini istiyor. İhtiyacımız bir anayasa değişikliği değildir. Hepimizin ihtiyacı güvenlik , huzur , iş ve geleceğimize güvendir.   Şimdi sorunuza geçmek istiyorum.2010 referandumunda 25 yaşa düşürülen seçilme yaşı yeni değişiklikle 18’e düşürülecek peki neden ? Gerekçe’ de hiçbir açıklama yapılmadığı için bilmiyoruz. Örneğin ,askerlikle ilişiği olanlar milletvekili adayı olamazlar .Böyleyken , askerlik çağına gelmiş delikanlılar için 18 yaşın anlamı nedir ? Ama daha önemlisi ,18 yaşın bilgi ve deneyimi , yasama çalışması için nasıl yeterli sayılabilir ? Bunun bir tür gençliğe yaranmacılıktan öte anlamı yoktur.  BÜYÜK TİRE:  “Yönetimde çift başlılık kaldırılıyor. Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık birleştiriliyor” deniliyor. İngiltere, Hollanda, Japonya, Danimarka, Kanada, Norveç hatta Osmanlı devletinde meşruti monarşi vardı. Yani hem bir kral ve kraliçe hem de bir başbakan var. Yani iki başlı bir yönetim var. Orada bir sıkıntı olmuyor da bizde iki başlılıktan niçin şikayet ediliyor? MURAT ÖZAN :  Bugün ki sistemde yürütme yeki ve görevi  Cumhurbaşkanı ve Bakanlar kurulu  (Başbakan ve Bakanlar ) tarafından paylaşılıyor. Ve hükümet etme sorumluluğu ise bakanlar kurulunda iken , getirilen sistemde hükümet etme yetkisi Cumhurbaşkanına veriliyor. Devlet yönetimi tek başına Cumhurbaşkanına devrediliyor. Yetkisi ve etkisi sıfırlanmış ,aciz bir meclis yaratılıyor . Atanacak  Cumhurbaşkanı yardımcıları ve Bakanlar sadece Cumhurbaşkanına karşı sorumlu oluyor. İki başlılık önümüze engel diye getirilen sistemde hiç kimseye karşı sorumlu olmayan kimseye hesap vermeyecek ve denetlenmeyecek   tek başlılık yaratılmak isteniyor. On beş yıldır iktidardaki hükümet iki başlılığı niçin şimdi gündeme getiriyor ! Bu değişim ne kadar demokrasiye  uygun kamuoyuna bırakıyorum. BÜYÜK TİRE:  Mevcut Anayasamızda “Cumhurbaşkanı seçilenin varsa partisiyle ilişiği kesilir” deniyor. Referanduma sunulan değişiklikle Cumhurbaşkanı partisinin başkanı olabilecek. Bunu tarafsızlıkla bağdaşıp bağdaşmadığı konusundaki düşünceniz nedir? MURAT ÖZAN :  Cumhurbaşkanı hem parti üresi hem de isterse .genel başkan olabilecek .Parti genel başkanı olarak milletvekili listesi yapabilecek .Partisinin meclis grubunun başkanı olacak . Bu şekilde meclisi istediği gibi şekillendirme ve etkileme imkanına sahip olacak. Parti başkanı olarak  aynı zamanda yüksek yargıçları atayabilecek .Yargı siyasetin emrine girecek.   Ayrıca parti başkanı sıfatı Cumhurun yani halkın başkanı olmasına engel olacak .Sadece kendi partililerin başkanı olacak .Milleti temsil etmesi söz konusu olamayacak .Partili olması nedeniyle tarafsız olması mümkün olmayacak .    Devletin düzeninin parti düzenine , devletin de parti devletine dönüşmesine anayasa ile  izin verilmiş olacak. Tüm bunların tarafsızlıkla bağdaşmayacağı gerçektir. BÜYÜK TİRE:  Bakanları, Cumhurbaşkanı atayarak görevlerine son verecek. Cumhurbaşkanı, yardımcılarını seçecek. Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullanılmasına izin verecek. Yürütme ile ilgili kararnameler çıkarabilecek. Bütün üst düzey kamu görevlilerini atayıp, görevlerine son verebilecek. Bu kadar yetkilerin bir kişiye verilmesini doğru buluyor musunuz? MURAT ÖZAN:  . Getirilen sistemde Başbakanlık ve Bakanlar kurulu kalkıyor. Bugünkü anlamda bakanlıklar kalmıyor. Cumhurbaşkanı istediği kişileri cumhurbaşkanı yardımcısı olarak  atayacak , ayrıca hangi bakanlıkların kurulacağına kendisi karar verecek ve bakanları kendisi atayacak istediği zaman bunları görevden alabilecek .Tüm devlet faaliyetleri ve devlet kurumları Cumhurbaşkanınca kurulup yönetecek.  Cumhurbaşkanı (1 ) temel haklar ; kişi hakları ödevleri ; siyasi haklar ve ödevler konularında , (2 ) Anayasa’nın kanunla düzenlenmesini emrettiği konularda , (3) kanunla düzenlenen konularda dışında kalan her alanda   kararnameler çıkarabilecektir. Askeri yönetimin en tepesindeki kurum olan genel kurmayın başkanlığını da  kararnamelerle düzenleyebilecektir.   Bu kadar yetki Türk Milletinin kayıtsız şartsız  Egemenlik hakkının kullanılmasını doğrudan tek kişiye devretmekten başka bir anlam taşımaz. Bu padişahlık düzenine geri dönüş şeklindeki nitelendirmelere haklılık kazandırmaktadır .Bu kadar yetkinin bir kişiye verilmesi doğru bir düşünce değildir . BÜYÜK TİRE:  Yeni Anayasa değişikliği ile “yetkiler tek elde toplanıyor ama cezai sorumluluğun da getirildiği” dile getiriliyor. Cumhurbaşkanının suç işlediği iddiasıyla TBMM’nin üye tam sayısının salt çoğunluğu (301) ile soruşturma açılması istenebilir. 360 oyla soruşturma açılabilir. 400 oyla yüce divana sevk kararı alınabilir. Bu şartlarda yargılamanın yapılabileceğine ihtimal veriyor musunuz? MURAT ÖZAN: TBMM’nin bakanlarının atanmalarında hiçbir onama yetkisi olmadığı gibi görevden alınmalarını isteme , düşürme yada başka bir şekilde denetleme yetkileri de yok  . Meclis soruşturmalarının ise sadece adı var . Soruşturma açılması için üye sayısının salt çoğunluğunun ( 301 ) ,yüce divan  için ise üç de iki  (400 ) ile çoğunluğun aranması bu denetim yolunu da fiilen tıkamaktadır. Yani kısaca meclis ,Cumhurbaşkanını denetlemeyecek hesapta soramayacaktır .Bu şartlarda yargılamanın hesap verebilirliğin imkanı yoktur. BÜYÜK TİRE:  Cumhurbaşkanı tek başına olağanüstü hal ilen yetkisi verilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? MURAT ÖZAN :  Olağanüstü yönetim usullerinden biri , “sıkı yönetim “ dir. Tasarı bu usulü tümüyle ortadan kaldırmıştır. Sıkı yönetim sözcüğü anayasadan temizlenmiştir .Böyle zamanlarda tüm yetki olağanüstü hal adı verilen (OHAL) sisteme ve b u çerçevede Cumhurbaşkanı’na bırakılmıştır. Cumhurbaşkanı ohal kapsamında kararnameler çıkarabilecektir. Ve bu kararnameler kişi hak ve ödevleri ile siyasi hak ve ödevlere ilişkin temel hakları da kapsayacaktır.  Bu kararnameler kanun gibidir. Bu yetki bir anlamda tek başına kanun yapma yetkisidir. Yani PADİŞAH FERMANI gibidir.   BÜYÜK TİRE:  12 Eylül 2010 tarihinde yapılanan referandumda HSYK’nın değişikliği hararetle savunulmuştu. HSYK’nın yapısı 7 yıl sonra sil baştan yenileniyor. Bir Anayasa maddesi 7 yıl içinde eskiyebilir mi ? MURAT ÖZAN : 2010 referandumun da “Mezardan çıkıp oy kullansınlar “ diyen terör örgütünün ele başısı yargının bir grubun eline geçeceğini biliyordu. Hepimizin bildiği gibi  Hakimler ve Savcılar (Yüksek )  Kurulu , adalet yönetimimizde yargı dünyasının kuruluşunu ve işleyişini belirleyen en üst kurumdur. Üye sayısı mevcut durumda 22 kişiden oluşurken , üye sayısı teklifle 12’ ye düşürüldü ve sonra Anayasa komisyonunca 13’e çıkarıldı. Adalet Bakanı müşteşarı da kurulun doğal üyesi yapıldı. Bu şekilde kurul üzerinde yürütme hakimiyeti ( siyasi hakimiyet ) daha da pekiştirilmiş oldu.  Cumhurbaşkanının  6 üyeyi  doğrudan belirleme imkanı muhafaza edilmişse de TBMM’den gelecek üyelerinde Cumhurbaşkanının mensubu olduğu parti olacağı da eklendiğinde ,adalet yönetiminin  doğrudan Cumhurbaşkanı’nın belirleyiciliğine  bırakıldığı açıktır Ayrıca  Cumhurbaşkanı 15 üyeli anayasa mahkemesinin 12 üyesini bizzat kendisi , 3 üyesini de partisi aracılığıyla kontrol ettiği TBMM Eliyle belirleyecek olması yargının durumunu ortaya koymaktadır. BÜYÜK TİRE:  TBMM üye sayısı 550’den 600 üyeye çıkarılması önemli midir, gerekli midir MURAT ÖZAN :  Getirilen değişikle milletvekili sayısı 550’den 600’ e çıkarılıyor. Gerekçe de bunu ‘nüfusun artmış olması ‘ diye gösteren bir cümle var .Peki nüfus ile temsil arasında nasıl bir oranlama yapıldı da 600 sayısı bulundu ? Neden örneğin 80 milyonluk ülke için 800 değil ? Ön görülen 600 sayısı neyi ifade ediyor ? Bunu da bilmiyoruz. Değişiklikle TBMM’nin görev süresini 4 yıldan  yine 5 yıla çıkarılıyor. Neden ?  Gerekçede bunun da açıklaması yok. Anlaşılan TBMM görev süresi , Cumhurbaşkanının görev süresine denkleştirilmiş bulunuyor.  Yetkisi ve etkisi  sıfırlanmış bir meclis yaratılırken , güvenoyu  ve gensoru gibi  denetim mekanizmaları olmayan, yürütme üzerinde etki imkanı kalmayan, yasama tekeli elinden alınmış, yasama yetkisi son derece sıfırlanmış ,fesih tehditi altında olan bir meclisin  üye sayısının 600 ‘ e çıkarılması ne anlam ifade eder ,takdirini kamuoyuna bırakıyorum. BÜYÜK TİRE:  Bütçe Kanunu, parlamento dışındaki Bakanlar Kurulunca hazırlanıp, Meclisten güvenoyu almadan da uygulanabilmesi sizce sakıncalı değil midir? MURAT ÖZAN :  Bütçe hazırlama hakkı yapılan değişiklikle cumhurbaşkanına veriliyor. Bütçe tek madde düzenlenmiş ,hükümetin yerini cumhurbaşkanı almıştır. Devletin tüm mali yönetimi ,ülke kaynaklarının yıllık planlaması ve kullanılması artık hükümetsiz Cumhurbaşkanına aittir. Bunun sakıncalarının ne olup olmayacağını yine kamuoyunun takdirlerine sunuyorum. BÜYÜK TİRE:  Mevcut Anayasamızda Cumhurbaşkanı 103. Maddeye göre yemin eder. Yemin metninin sonu “………. Türkiye Cumhuriyeti’nin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi TARAFSIZLIKLA yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda ve şerefim üzerine ant içerim” şeklindedir. Geçenlerde cumhurbaşkanı Elazığ’da “Ya böyle şey olur mu? Cumhurbaşkanı olacaksın kurucusu olduğu partiyle ilişiği kesiliyor. Bir insanın karakterinde tarafsızlık olur mu? Olmaz gerçekçi olmak lazım” demişti. Yargı bağımsız ve tarafsız olacak. Cumhurbaşkanı ise tarafsız olmayacak bu sizce doğru mu? MURAT ÖZAN :  Cumhurbaşkanının yemin etmesini düzenleyen 103. Madde aynen duruyor orada tarafsızlık üzerine yemin edecek (!) , Ancak partisinin genel başkanı sıfatıyla parti yönetecek . Böylece samimi olmayan bir davranışın anayasaya sokulmak istendiğini görüyoruz. BÜYÜK TİRE : Bu teklifle  demokratik bir başkanlık sistemi mi öneriliyor ? MURAT ÖZAN :  Hayır. Demokratik başkanlık sistemi sert kuvvetler ayrılığına dayanır. Yasama yürütme ve yargı  birbirinden tamamen ayrıdır. Birbirlerini denetleme mekanizmaları vardır. Önerilen sistemde ise bütün yetkiler bir kişinin ( Cumhurbaşkanının )  elinde toplanılıyor .    Bu sistem  Amerika’daki gibi bir başkanlık sistemi değildir. Açıkça ,bir kişinin  neredeyse denetimsiz bir biçimde etkin olduğu bir rejim önerilmektedir. ATATÜRK Milletin birliğine ve demokratik etkinliğine büyük bir önem verir .Söyle der  : “ İki cephe vardır .İç cephe  ve  görünürdeki cephe . Görünürdeki cephe ordudur . Bu cephe sarsılabilir , hatta yenilenebilir. Fakat bu hiçbir zaman bir milleti yok edemez .Memleketi temelden yıkan iç cephenin düşüşüdür. Kaleyi içten almak dıştan almaktan daha kolaydır . Tek adam rejimi” ülkemizin hem iç hem de dış dünyada yaşadığı sorunlarının çözülmesi bir yana kangren olmasına yol açacak ,yanlış bir iştir. Sorunlarımızın ancak büyük bir dayanışma ve  toplumsal  birlik ile aşılabileceği ortadayken , devlet sistemini TBMM gücünden yoksun denetimsiz grupçukların eline terk etmeye zorlamanın ,Türkiye’nin yararına bir mantığı yoktur.  Milletimizi bölecek ve ülkemizin kaderini tek kişiye bağlayacak bu Anayasa değişikliğine HAYIR diyoruz.    
ÖZEL RÖPORTAJ: Şevket BAHÇELİOĞLU ve Ali YILDIZ ADD başkanı Murat Özan referandumu değerlendirdi 16 Nisan’da yapılacak olan Anayasa Değişikliği Referandum ile ilgili olarak değerlendirmelerin yer aldığı, Gazetemizin ‘Referandum Röportajları’ serisinin 9.’su, Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Murat Özan ile yapıldı. Şevket Bahçelioğlu’ nun hazırladığı soruları, Ali Yıldız sordu. Murat Özan ise soruları gayet açık şekilde kendi bakış açısı ile değerlendirerek cevap verdi.

REFERANDUM RÖPORTAJLARI - 9 -

ÖZEL RÖPORTAJ:  Şevket BAHÇELİOĞLU ve Ali YILDIZ

ADD başkanı Murat Özan referandumu değerlendirdi

16 Nisan’da yapılacak olan Anayasa Değişikliği Referandum ile ilgili olarak değerlendirmelerin yer aldığı, Gazetemizin ‘Referandum Röportajları’ serisinin 9.’su, Atatürkçü Düşünce Derneği  Başkanı Murat Özan ile yapıldı. Şevket Bahçelioğlu’ nun hazırladığı soruları, Ali Yıldız sordu. Murat Özan ise soruları gayet açık şekilde kendi bakış açısı ile değerlendirerek cevap verdi.

BÜYÜK TİRE:  Milletvekili seçilme yaşı 25’ten 18’e düşürülüyor. Son milletvekili seçiminde 25 yaşında kaç milletvekili vardı hatırlıyor musunuz?

MURAT ÖZAN : Önce Büyük Tire  Gazetemizin “Basın toplumun müşterek sesidir. ”Gerçeği ile hareket etmesi ve referandum duyarlılığı için teşekkür ederim.

   Sorunuza cevap vermeden önce ‘ Bu anayasa değişikliği ile ne kaybediyoruz? Sorusunun yanıtını Atatürkçü Düşünce Derneği yönetim kurulu  Başkanı olarak kamuoyuna açıklamak istiyorum.

  Bu değişiklik egemenliğin milletten alınarak tekrar saraya (bir kişiye) verme girişimidir. Bu nedenle yapılmak istenen basit bir hükümet değişikliği değil, rejim değişikliğidir. Milli irade yok ediliyor.Bu değişiklikle siyasi partiler ve millet vekilleri yok sayılıyor. Gizlenen yetkilerle ülkemizin eyaletlere bölünmesinin önü dahi açılabilecektir.

  Bu değişiklikle birliğe ve huzura en çok ihtiyacımız olduğu koşullarda milletimiz bölünecektir .Bugün milletimiz ,ülkemiz üzerindeki tehditlere , teröre son verilmesini , ekonomik sorunların çözülmesini istiyor. İhtiyacımız bir anayasa değişikliği değildir. Hepimizin ihtiyacı güvenlik , huzur , iş ve geleceğimize güvendir.

  Şimdi sorunuza geçmek istiyorum.2010 referandumunda 25 yaşa düşürülen seçilme yaşı yeni değişiklikle 18’e düşürülecek peki neden ? Gerekçe’ de hiçbir açıklama yapılmadığı için bilmiyoruz. Örneğin ,askerlikle ilişiği olanlar milletvekili adayı olamazlar .Böyleyken , askerlik çağına gelmiş delikanlılar için 18 yaşın anlamı nedir ? Ama daha önemlisi ,18 yaşın bilgi ve deneyimi , yasama çalışması için nasıl yeterli sayılabilir ? Bunun bir tür gençliğe yaranmacılıktan öte anlamı yoktur.

 BÜYÜK TİRE:  “Yönetimde çift başlılık kaldırılıyor. Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık birleştiriliyor” deniliyor. İngiltere, Hollanda, Japonya, Danimarka, Kanada, Norveç hatta Osmanlı devletinde meşruti monarşi vardı. Yani hem bir kral ve kraliçe hem de bir başbakan var. Yani iki başlı bir yönetim var. Orada bir sıkıntı olmuyor da bizde iki başlılıktan niçin şikayet ediliyor?

MURAT ÖZAN :  Bugün ki sistemde yürütme yeki ve görevi  Cumhurbaşkanı ve Bakanlar kurulu  (Başbakan ve Bakanlar ) tarafından paylaşılıyor. Ve hükümet etme sorumluluğu ise bakanlar kurulunda iken , getirilen sistemde hükümet etme yetkisi Cumhurbaşkanına veriliyor. Devlet yönetimi tek başına Cumhurbaşkanına devrediliyor. Yetkisi ve etkisi sıfırlanmış ,aciz bir meclis yaratılıyor . Atanacak  Cumhurbaşkanı yardımcıları ve Bakanlar sadece Cumhurbaşkanına karşı sorumlu oluyor. İki başlılık önümüze engel diye getirilen sistemde hiç kimseye karşı sorumlu olmayan kimseye hesap vermeyecek ve denetlenmeyecek   tek başlılık yaratılmak isteniyor. On beş yıldır iktidardaki hükümet iki başlılığı niçin şimdi gündeme getiriyor ! Bu değişim ne kadar demokrasiye  uygun kamuoyuna bırakıyorum.

BÜYÜK TİRE:  Mevcut Anayasamızda “Cumhurbaşkanı seçilenin varsa partisiyle ilişiği kesilir” deniyor. Referanduma sunulan değişiklikle Cumhurbaşkanı partisinin başkanı olabilecek. Bunu tarafsızlıkla bağdaşıp bağdaşmadığı konusundaki düşünceniz nedir?

MURAT ÖZAN :  Cumhurbaşkanı hem parti üresi hem de isterse .genel başkan olabilecek .Parti genel başkanı olarak milletvekili listesi yapabilecek .Partisinin meclis grubunun başkanı olacak . Bu şekilde meclisi istediği gibi şekillendirme ve etkileme imkanına sahip olacak. Parti başkanı olarak  aynı zamanda yüksek yargıçları atayabilecek .Yargı siyasetin emrine girecek.

  Ayrıca parti başkanı sıfatı Cumhurun yani halkın başkanı olmasına engel olacak .Sadece kendi partililerin başkanı olacak .Milleti temsil etmesi söz konusu olamayacak .Partili olması nedeniyle tarafsız olması mümkün olmayacak .

   Devletin düzeninin parti düzenine , devletin de parti devletine dönüşmesine anayasa ile  izin verilmiş olacak. Tüm bunların tarafsızlıkla bağdaşmayacağı gerçektir.

BÜYÜK TİRE:  Bakanları, Cumhurbaşkanı atayarak görevlerine son verecek. Cumhurbaşkanı, yardımcılarını seçecek. Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullanılmasına izin verecek. Yürütme ile ilgili kararnameler çıkarabilecek. Bütün üst düzey kamu görevlilerini atayıp, görevlerine son verebilecek. Bu kadar yetkilerin bir kişiye verilmesini doğru buluyor musunuz?

MURAT ÖZAN:  . Getirilen sistemde Başbakanlık ve Bakanlar kurulu kalkıyor. Bugünkü anlamda bakanlıklar kalmıyor. Cumhurbaşkanı istediği kişileri cumhurbaşkanı yardımcısı olarak  atayacak , ayrıca hangi bakanlıkların kurulacağına kendisi karar verecek ve bakanları kendisi atayacak istediği zaman bunları görevden alabilecek .Tüm devlet faaliyetleri ve devlet kurumları Cumhurbaşkanınca kurulup yönetecek.

 Cumhurbaşkanı (1 ) temel haklar ; kişi hakları ödevleri ; siyasi haklar ve ödevler konularında , (2 ) Anayasa’nın kanunla düzenlenmesini emrettiği konularda , (3) kanunla düzenlenen konularda dışında kalan her alanda   kararnameler çıkarabilecektir. Askeri yönetimin en tepesindeki kurum olan genel kurmayın başkanlığını da  kararnamelerle düzenleyebilecektir.

  Bu kadar yetki Türk Milletinin kayıtsız şartsız  Egemenlik hakkının kullanılmasını doğrudan tek kişiye devretmekten başka bir anlam taşımaz. Bu padişahlık düzenine geri dönüş şeklindeki nitelendirmelere haklılık kazandırmaktadır .Bu kadar yetkinin bir kişiye verilmesi doğru bir düşünce değildir .

BÜYÜK TİRE:  Yeni Anayasa değişikliği ile “yetkiler tek elde toplanıyor ama cezai sorumluluğun da getirildiği” dile getiriliyor. Cumhurbaşkanının suç işlediği iddiasıyla TBMM’nin üye tam sayısının salt çoğunluğu (301) ile soruşturma açılması istenebilir. 360 oyla soruşturma açılabilir. 400 oyla yüce divana sevk kararı alınabilir. Bu şartlarda yargılamanın yapılabileceğine ihtimal veriyor musunuz?

MURAT ÖZAN: TBMM’nin bakanlarının atanmalarında hiçbir onama yetkisi olmadığı gibi görevden alınmalarını isteme , düşürme yada başka bir şekilde denetleme yetkileri de yok  . Meclis soruşturmalarının ise sadece adı var . Soruşturma açılması için üye sayısının salt çoğunluğunun ( 301 ) ,yüce divan  için ise üç de iki  (400 ) ile çoğunluğun aranması bu denetim yolunu da fiilen tıkamaktadır. Yani kısaca meclis ,Cumhurbaşkanını denetlemeyecek hesapta soramayacaktır .Bu şartlarda yargılamanın hesap verebilirliğin imkanı yoktur.

BÜYÜK TİRE:  Cumhurbaşkanı tek başına olağanüstü hal ilen yetkisi verilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

MURAT ÖZAN :  Olağanüstü yönetim usullerinden biri , “sıkı yönetim “ dir. Tasarı bu usulü tümüyle ortadan kaldırmıştır. Sıkı yönetim sözcüğü anayasadan temizlenmiştir .Böyle zamanlarda tüm yetki olağanüstü hal adı verilen (OHAL) sisteme ve b u çerçevede Cumhurbaşkanı’na bırakılmıştır. Cumhurbaşkanı ohal kapsamında kararnameler çıkarabilecektir. Ve bu kararnameler kişi hak ve ödevleri ile siyasi hak ve ödevlere ilişkin temel hakları da kapsayacaktır.

 Bu kararnameler kanun gibidir. Bu yetki bir anlamda tek başına kanun yapma yetkisidir. Yani PADİŞAH FERMANI gibidir.

 

BÜYÜK TİRE:  12 Eylül 2010 tarihinde yapılanan referandumda HSYK’nın değişikliği hararetle savunulmuştu. HSYK’nın yapısı 7 yıl sonra sil baştan yenileniyor. Bir Anayasa maddesi 7 yıl içinde eskiyebilir mi ?

MURAT ÖZAN : 2010 referandumun da “Mezardan çıkıp oy kullansınlar “ diyen terör örgütünün ele başısı yargının bir grubun eline geçeceğini biliyordu. Hepimizin bildiği gibi  Hakimler ve Savcılar (Yüksek )  Kurulu , adalet yönetimimizde yargı dünyasının kuruluşunu ve işleyişini belirleyen en üst kurumdur. Üye sayısı mevcut durumda 22 kişiden oluşurken , üye sayısı teklifle 12’ ye düşürüldü ve sonra Anayasa komisyonunca 13’e çıkarıldı. Adalet Bakanı müşteşarı da kurulun doğal üyesi yapıldı. Bu şekilde kurul üzerinde yürütme hakimiyeti ( siyasi hakimiyet ) daha da pekiştirilmiş oldu.

 Cumhurbaşkanının  6 üyeyi  doğrudan belirleme imkanı muhafaza edilmişse de TBMM’den gelecek üyelerinde Cumhurbaşkanının mensubu olduğu parti olacağı da eklendiğinde ,adalet yönetiminin  doğrudan Cumhurbaşkanı’nın belirleyiciliğine  bırakıldığı açıktır Ayrıca  Cumhurbaşkanı 15 üyeli anayasa mahkemesinin 12 üyesini bizzat kendisi , 3 üyesini de partisi aracılığıyla kontrol ettiği TBMM Eliyle belirleyecek olması yargının durumunu ortaya koymaktadır.

BÜYÜK TİRE:  TBMM üye sayısı 550’den 600 üyeye çıkarılması önemli midir, gerekli midir

MURAT ÖZAN :  Getirilen değişikle milletvekili sayısı 550’den 600’ e çıkarılıyor. Gerekçe de bunu ‘nüfusun artmış olması ‘ diye gösteren bir cümle var .Peki nüfus ile temsil arasında nasıl bir oranlama yapıldı da 600 sayısı bulundu ? Neden örneğin 80 milyonluk ülke için 800 değil ? Ön görülen 600 sayısı neyi ifade ediyor ? Bunu da bilmiyoruz. Değişiklikle TBMM’nin görev süresini 4 yıldan  yine 5 yıla çıkarılıyor. Neden ?  Gerekçede bunun da açıklaması yok. Anlaşılan TBMM görev süresi , Cumhurbaşkanının görev süresine denkleştirilmiş bulunuyor.

 Yetkisi ve etkisi  sıfırlanmış bir meclis yaratılırken , güvenoyu  ve gensoru gibi  denetim mekanizmaları olmayan, yürütme üzerinde etki imkanı kalmayan, yasama tekeli elinden alınmış, yasama yetkisi son derece sıfırlanmış ,fesih tehditi altında olan bir meclisin  üye sayısının 600 ‘ e çıkarılması ne anlam ifade eder ,takdirini kamuoyuna bırakıyorum.

BÜYÜK TİRE:  Bütçe Kanunu, parlamento dışındaki Bakanlar Kurulunca hazırlanıp, Meclisten güvenoyu almadan da uygulanabilmesi sizce sakıncalı değil midir?

MURAT ÖZAN :  Bütçe hazırlama hakkı yapılan değişiklikle cumhurbaşkanına veriliyor. Bütçe tek madde düzenlenmiş ,hükümetin yerini cumhurbaşkanı almıştır. Devletin tüm mali yönetimi ,ülke kaynaklarının yıllık planlaması ve kullanılması artık hükümetsiz Cumhurbaşkanına aittir. Bunun sakıncalarının ne olup olmayacağını yine kamuoyunun takdirlerine sunuyorum.

BÜYÜK TİRE:  Mevcut Anayasamızda Cumhurbaşkanı 103. Maddeye göre yemin eder. Yemin metninin sonu “………. Türkiye Cumhuriyeti’nin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi TARAFSIZLIKLA yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda ve şerefim üzerine ant içerim” şeklindedir. Geçenlerde cumhurbaşkanı Elazığ’da “Ya böyle şey olur mu? Cumhurbaşkanı olacaksın kurucusu olduğu partiyle ilişiği kesiliyor. Bir insanın karakterinde tarafsızlık olur mu? Olmaz gerçekçi olmak lazım” demişti. Yargı bağımsız ve tarafsız olacak. Cumhurbaşkanı ise tarafsız olmayacak bu sizce doğru mu?

MURAT ÖZAN :  Cumhurbaşkanının yemin etmesini düzenleyen 103. Madde aynen duruyor orada tarafsızlık üzerine yemin edecek (!) , Ancak partisinin genel başkanı sıfatıyla parti yönetecek . Böylece samimi olmayan bir davranışın anayasaya sokulmak istendiğini görüyoruz.

BÜYÜK TİRE : Bu teklifle  demokratik bir başkanlık sistemi mi öneriliyor ?

MURAT ÖZAN :  Hayır. Demokratik başkanlık sistemi sert kuvvetler ayrılığına dayanır. Yasama yürütme ve yargı  birbirinden tamamen ayrıdır. Birbirlerini denetleme mekanizmaları vardır. Önerilen sistemde ise bütün yetkiler bir kişinin ( Cumhurbaşkanının )  elinde toplanılıyor .

   Bu sistem  Amerika’daki gibi bir başkanlık sistemi değildir. Açıkça ,bir kişinin  neredeyse denetimsiz bir biçimde etkin olduğu bir rejim önerilmektedir.

ATATÜRK Milletin birliğine ve demokratik etkinliğine büyük bir önem verir .Söyle der  : “ İki cephe vardır .İç cephe  ve  görünürdeki cephe . Görünürdeki cephe ordudur . Bu cephe sarsılabilir , hatta yenilenebilir. Fakat bu hiçbir zaman bir milleti yok edemez .Memleketi temelden yıkan iç cephenin düşüşüdür. Kaleyi içten almak dıştan almaktan daha kolaydır .

Tek adam rejimi” ülkemizin hem iç hem de dış dünyada yaşadığı sorunlarının çözülmesi bir yana kangren olmasına yol açacak ,yanlış bir iştir. Sorunlarımızın ancak büyük bir dayanışma ve  toplumsal  birlik ile aşılabileceği ortadayken , devlet sistemini TBMM gücünden yoksun denetimsiz grupçukların eline terk etmeye zorlamanın ,Türkiye’nin yararına bir mantığı yoktur.

 Milletimizi bölecek ve ülkemizin kaderini tek kişiye bağlayacak bu Anayasa değişikliğine HAYIR diyoruz.

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve buyuktire.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.