bağcılar escort

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş

REFERANDUM RÖPORTAJLARI - 4 -

Tire 20.03.2017 - 09:52, Güncelleme: 19.02.2023 - 03:58
 

REFERANDUM RÖPORTAJLARI - 4 -

ÖZEL RÖPORTAJ: Şevket BAHÇELİOĞLU ve Ali YILDIZ Büyük Tire Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Şevket Bahçelioğlu ve muhabir Ali Yıldız tarafından gerçekleştirilen 16 Nisan Anayasa Değişikliği Referandumu’nu konu edinen röportaj serisinin 4. Bölümünde Vatan Partisi İlçe Başkanı Şerafettin Kutlu ile görüşüldü. Kutlu, Bahçelioğlu’nun hazırladığı soruları en yalın ve anlaşılır şekliyle Partisi’nin görüşlerini ifade edecek şekilde cevaplandırdı. Röportajın 4. bölümü ve verilen yanıtla şöyle.
BÜYÜK TİRE:  Milletvekili seçilme yaşı 25’ten 18’e düşürülüyor. Son milletvekili seçiminde 25 yaşında kaç milletvekili vardı hatırlıyor musunuz? ŞERAFETTİN KUTLU:  “Bugünkü sistemde bile meclise gidecek, milletvekillerinin seçilme yöntemi demokrasiye uygun değildir. Çünkü mevcut siyasi partiler kanunu demokratik olmadığından seçilecek milletvekilleri parti genel başkanlarının insiyatifine (iki dudağının arasına) kalmıştır. Eğer bir yasa maddesi değiştirilecekse önce parti genel başkanlarının bu konudaki hükümranlığına son verilmeli ve milletin vekilini milletin kendisi seçmelidir. Ayrıca seçilme yaşının bu değiştirilmek istenen değişiklikle 25 yaşından 18 yaşına indirilmesi sanki çok mu önemli? Kesinlikle hayır !!! Çünkü seçilecek yöntem yine aynı olacak. Kaldı ki 18 yaş ülkemizde milletvekilliği için çok erkendir. 18 yaşındaki birine kanunlarımız ağır vasıta ehliyeti bile vermediği için kamyonet emanet etmez iken; biz ülke yönetimini mi emanet edeceğiz. Bu değişiklik bir kandırmacadan ibaret olup belirli ailelerin çocuklarına hem siyasi rant; hem de ömür boyu askerlikten muaf olmayı sağlayan çıkarcılıktır. Millete bir faydası olmayacaktır.” BÜYÜK TİRE: Yönetimde çift başlılık kaldırılıyor. Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık birleştiriliyor” deniliyor. İngiltere, Hollanda, Japonya, Danimarka, Kanada, Norveç hatta Osmanlı devletinde meşruti monarşi vardı. Yani hem bir kral ve kraliçe hem de bir başbakan var. Yani iki başlı bir yönetim var. Orada bir sıkıntı olmuyor da bizde iki başlılıktan niçin şikayet ediliyor? ŞERAFETTN KUTLU:  “Getirilmek istenen değişiklikle Cumhurbaşkanına millet hayatına ilişkin her konuda kanun hükmünde kararname (KHK) çıkarma yetkisi yani meclise ait olması gereken yasama yetkisi verilecek. Aslında bu meclisin yetkilerinin paylaşılması yani asıl iki başlılık durumudur. Meclisin karşısına yeni bir yasa yapma yetkisi ile Cumhurbaşkanlığı makamı çıkarılmış oluyor. Bu durum ülkenin siyasi zeminini kilitler. Ve siyasi krizlere yol açar. Cumhurbaşkanına verilmek istenen KHK yetkisi aslında bir ferman çıkarma yetkisidir. Kabul edilemez. Milletimiz ferman ile yönetilmeye hayır diyecektir.” BÜYÜK TİRE:  Yeni Anayasa değişikliği ile “yetkiler tek elde toplanıyor ama cezai sorumluluğun da getirildiği” dile getiriliyor. Cumhurbaşkanının suç işlediği iddiasıyla TBMM’nin üye tam sayısının salt çoğunluğu (301) ile soruşturma açılması istenebilir. 360 oyla soruşturma açılabilir. 400 oyla yüce divana sevk kararı alınabilir. Bu şartlarda yargılamanın yapılabileceğine ihtimal veriyor musunuz? ŞERAFETİN KUTLU:   “Mevcut anayasamızda bakanların milletvekillerinin yargılanmayı gerektiren haller (Siyasi veya ekonomik olarak suça bulaştıklarında) meclisteki vekillerin oyları ile soruşturma önergesi verilerek soruşturma açılması mümkün iken; 1 kişiye yani cumhurbaşkanına verilecek bu padişah yetkileri karşısında hangi makam onun hakkında soruşturma başlatabilir? Kendisinin atadığı yargı organları mı harekete geçecek? Bu mümkün değildir. Bu kadar yetki ile donatılmak elbette o kişiyi güç zehirlenmesine sokacaktır. Ve hesap vermez bir şekilde ülkeyi yönetecektir. Çağımızda millete egemenlik hakkının gasp edilmesine ve millete hesap vermeden ülke yönetme hevesini yüce milletimiz kabul etmeyecek ve hayır diyecektir.” BÜYÜK TİRE:  Cumhurbaşkanı tek başına olağanüstü hal ilen yetkisi verilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? ŞERAFETTİN KUTLU:  “Elbette ülkelerin içinde bulundukları siyasi ortamları gerektirdiği zamanlarda olağanüstü hal ilanı gerekebilir. Ancak bu halin millet ve ülke menfaati açısından en uygun kararnamelerin tartışılarak yapılacağı yer sadece millet iradesinin temsil edildiği millet meclisidir. 1 kişinin aklına güvenilerek, 1 kişinin kabiliyetine güvenilerek böyle milletin kaderi ile oynayacak kararnameler kabul edilemez. Biz millet olarak İstiklal Savaşımız devam ederken bile bu Olağana Üstü Hal kararlarını mecliste milletvekillerinin ortak kararları ile aldık. Böyle millet hayatını tümden etkileyen bir konuda yetkinin bir kişiye bırakılmasını milletimiz kabul edebilir mi? Tabi ki hayır !!” BÜYÜK TİRE: 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan referandumda HSYK’nın değişikliği hararetle savunulmuştu. HSYK’nın yapısı 7 yıl sonra sil baştan yenileniyor. Bir Anayasa maddesi 7 yıl içinde eskiyebilir mi? ŞERAFETTİN KUTLU:  “Anayasa aslında ‘yasa’ değil. Bir ülkenin kuruluş felsefesidir. Yani toplumun (Milletin) devletiyle bir kuruluş sözleşmesidir. Anayasalar tümüyle yeni baştan ne zaman hazırlanır? Ülkede ya genel bir savaş sonrası yani bir rejim kurulacaksa, ya da 27 Mayıs ve 12 Eylül Askeri ihtilallerinden sonra kurucu meclisler tarafından yeniden Anayasa hazırlanır. Mevcut Anayasaya göre seçilen milletvekilleri veya iktidarlar yeni baştan Anayasa yapamazlar. Anayasa maddelerinin kısa aralıklarla sürekli değiştirilmesi ise ülkedeki rejimin sağlıksız olduğunu gösterir. İktidar partilerinin siyasi çıkar uğruna Anayasa maddelerinin bu şekilde sürekli değiştirip durmaları ülkedeki siyasi huzuru da bozar. Güveni sarsar, işte 7 yıl önce Türk Yargısının en üst kurumlarının tümüyle yapısal değişiminden sonra meydana gelen siyasi çıkmazlar milletimizi başına 15 Temmuz Darbe Girişimini getirdi. Şimdi yargının en üst yapısı yine tümüyle değiştirilip 1 kişinin atayacağı üyeler ile yeniden yapılandırılmak isteniyor. Kesinlikle milletin siyasi yapısına uymayacaktır. Elbette hayır diyoruz !!!” BÜYÜK TİRE:  TBMM üye sayısı 550’den 600 üyeye çıkarılması önemli midir, gerekli midir ?  ŞERAFETTN KUTLU:   “Ülke nüfusu göz önüne alındığında şu andaki 550 milletvekili sayısının bile fazla olduğu görülür. Bakın; Amerika’nın nüfusu 300.000, Rusya’nın nüfusu 150.000 iken onların meclislerindeki vekil sayısı 550’den yani bizden az. Şimdi bize 550 milletvekili de yetmeyecek. Bunu 600’e çıkaracağız öyle mi? Bu geçim derdindeki halkımızın sırtına yüklenen ilave ekonomik yük olacaktır. Sadece buradan soruyorum. Bir yasam döneminde bu 550 milletvekilinin maaşları, sağlık, ulaşım, harcırah gibi toplam maliyetlerini meclis başkanı milletimize açıklasın. Bu ürkütücü ekonomik giderler yetmiyormuş gibi ilave 50 vekilin giderini milletimiz elbette kabul etmeyecek hayır diyecektir.” BÜYÜK TİRE:  7 Bütçe Kanunu, parlamento dışındaki Bakanlar Kurulunca hazırlanıp, Meclisten güvenoyu almadan da uygulanabilmesi sizce sakıncalı değil midir? ŞERAFETTİN KUTLU:  “Bütçe milletin alın terinin ülke kalkınmasında önceliklerin tayin edildiği bir yıllık plandır. Bu planın doğru hazırlanıp işlerliğinin devam ettirilmesi ise milli iradeyi temsil eden meclisin (tüm partilerin milletvekillerinin) asli görevi ve yetkisindedir. Bu hayati öneme haiz görevi milletin seçmediği sadece cumhurbaşkanının atadığı bakanlar kuruluna bırakmak milletin vicdanı ile bağdaşmaz. Toplumun alın teri ile oluşan bütçenin nasıl yapılandırılacağı yine milli iradenin temsilcileri milletvekillerinin görevleri olmalıdır. Aksi takdirde atanmışların hazırlayıp yönettikleri bütçe milletin değil; sarayın bütçesi olacaktır ki; tabi ki hayır !!!” BÜYÜK TİRE:  Mevcut Anayasamızda Cumhurbaşkanı 103. Maddeye göre yemin eder. Yemin metninin sonu “………. Türkiye Cumhuriyeti’nin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi Tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda ve şerefim üzerine ant içerim” şeklindedir. Geçenlerde cumhurbaşkanı Elazığ’da “Ya böyle şey olur mu? Cumhurbaşkanı olacaksın kurucusu olduğu partiyle ilişiği kesiliyor. Bir insanın karakterinde tarafsızlık olur mu? Olmaz gerçekçi olmak lazım” demişti. Yargı bağımsız ve tarafsız olacak. Cumhurbaşkanı ise tarafsız olmayacak bu sizce doğru mu? ŞERAFETTİN KUTLU:  “Cumhurbaşkanı, cumhurun yani milletin başlıdır. Kısacası toptan milleti temsil eder. Elbette siyaseten tarafsız ve herhangi bir parti ile bağı olmamalıdır. Milletin fertleri değişik partilere mensuptur. Bu da çok partili rejimlerin gereğidir. Eğer cumhurbaşkanını partili hale getirirseniz o zaman cumhurbaşkanı milletin tamamını nasıl temsil edecek? Ya da başka partiye mensup milletin fertleri onu nasıl kendisinin temsilcisi görecek. Bu durum milleti birleştirecek yerde bölünmeye götürecektir. Oysa ülkemizin içinde bulunduğu şartlar göz önüne alınırsa milletimizi bölünmeye değil aksine milli menfaatlerimiz doğrultusunda birleştirici, bütünleştirici ve devletimizin kuruluş felsefesindeki esaslar çerçevesinde toplayıcı olmalıdır. Partili Cumhurbaşkanı demek bağlı olduğu siyasi partinin programının başarılı olması için çalışacaktır. Oysa çok partili demokrasilerde her partinin programı farklıdır. Cumhurbaşkanı bu değişiklikle olağanüstü yetkilerle donatılıp ülkedeki sadece bir siyasi partinin programı doğrultusunda devlet olanaklarını harcaması, yargıyı buna göre işletmesi, eğitimi buna göre şekillendirmesi ülkenin sınır ötesi savaşlara sadece bir kararname ile sokulması, ülke kalkınmasında önceliklerin sadece bir kişinin öngörüşüne bırakılması istenmektedir. Böyle bir durum dünya da demokrasi ile idare edilen ülkelerde yoktur. Ancak bu tek adam rejimi ile mümkündür. Oysa tek adamlar güçsüzdür. Her zaman kandırılma ihtimalleri vardır. Milleti birleştiremezler, Ülkemizin bu ağır ekonomik ve terör sorununu yalnız başına çözemezler. Tüm bu nedenlerle referandumda milli meclise sahip çıkmak için, Milleti ayrıştırmamak için, terör ve ekonomik sorunlarının toplumsal ortak aklımızla yani milli irade ile çözümünü sağlamak için Vatan Partisi olarak ‘hayır’ diyoruz.”  
ÖZEL RÖPORTAJ: Şevket BAHÇELİOĞLU ve Ali YILDIZ Büyük Tire Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Şevket Bahçelioğlu ve muhabir Ali Yıldız tarafından gerçekleştirilen 16 Nisan Anayasa Değişikliği Referandumu’nu konu edinen röportaj serisinin 4. Bölümünde Vatan Partisi İlçe Başkanı Şerafettin Kutlu ile görüşüldü. Kutlu, Bahçelioğlu’nun hazırladığı soruları en yalın ve anlaşılır şekliyle Partisi’nin görüşlerini ifade edecek şekilde cevaplandırdı. Röportajın 4. bölümü ve verilen yanıtla şöyle.

BÜYÜK TİRE:  Milletvekili seçilme yaşı 25’ten 18’e düşürülüyor. Son milletvekili seçiminde 25 yaşında kaç milletvekili vardı hatırlıyor musunuz?

ŞERAFETTİN KUTLU:  “Bugünkü sistemde bile meclise gidecek, milletvekillerinin seçilme yöntemi demokrasiye uygun değildir. Çünkü mevcut siyasi partiler kanunu demokratik olmadığından seçilecek milletvekilleri parti genel başkanlarının insiyatifine (iki dudağının arasına) kalmıştır. Eğer bir yasa maddesi değiştirilecekse önce parti genel başkanlarının bu konudaki hükümranlığına son verilmeli ve milletin vekilini milletin kendisi seçmelidir.

Ayrıca seçilme yaşının bu değiştirilmek istenen değişiklikle 25 yaşından 18 yaşına indirilmesi sanki çok mu önemli? Kesinlikle hayır !!! Çünkü seçilecek yöntem yine aynı olacak. Kaldı ki 18 yaş ülkemizde milletvekilliği için çok erkendir. 18 yaşındaki birine kanunlarımız ağır vasıta ehliyeti bile vermediği için kamyonet emanet etmez iken; biz ülke yönetimini mi emanet edeceğiz. Bu değişiklik bir kandırmacadan ibaret olup belirli ailelerin çocuklarına hem siyasi rant; hem de ömür boyu askerlikten muaf olmayı sağlayan çıkarcılıktır. Millete bir faydası olmayacaktır.”

BÜYÜK TİRE: Yönetimde çift başlılık kaldırılıyor. Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık birleştiriliyor” deniliyor. İngiltere, Hollanda, Japonya, Danimarka, Kanada, Norveç hatta Osmanlı devletinde meşruti monarşi vardı. Yani hem bir kral ve kraliçe hem de bir başbakan var. Yani iki başlı bir yönetim var. Orada bir sıkıntı olmuyor da bizde iki başlılıktan niçin şikayet ediliyor?

ŞERAFETTN KUTLU:  “Getirilmek istenen değişiklikle Cumhurbaşkanına millet hayatına ilişkin her konuda kanun hükmünde kararname (KHK) çıkarma yetkisi yani meclise ait olması gereken yasama yetkisi verilecek.

Aslında bu meclisin yetkilerinin paylaşılması yani asıl iki başlılık durumudur. Meclisin karşısına yeni bir yasa yapma yetkisi ile Cumhurbaşkanlığı makamı çıkarılmış oluyor. Bu durum ülkenin siyasi zeminini kilitler. Ve siyasi krizlere yol açar. Cumhurbaşkanına verilmek istenen KHK yetkisi aslında bir ferman çıkarma yetkisidir. Kabul edilemez. Milletimiz ferman ile yönetilmeye hayır diyecektir.”

BÜYÜK TİRE:  Yeni Anayasa değişikliği ile “yetkiler tek elde toplanıyor ama cezai sorumluluğun da getirildiği” dile getiriliyor. Cumhurbaşkanının suç işlediği iddiasıyla TBMM’nin üye tam sayısının salt çoğunluğu (301) ile soruşturma açılması istenebilir. 360 oyla soruşturma açılabilir. 400 oyla yüce divana sevk kararı alınabilir. Bu şartlarda yargılamanın yapılabileceğine ihtimal veriyor musunuz?

ŞERAFETİN KUTLU:   “Mevcut anayasamızda bakanların milletvekillerinin yargılanmayı gerektiren haller (Siyasi veya ekonomik olarak suça bulaştıklarında) meclisteki vekillerin oyları ile soruşturma önergesi verilerek soruşturma açılması mümkün iken; 1 kişiye yani cumhurbaşkanına verilecek bu padişah yetkileri karşısında hangi makam onun hakkında soruşturma başlatabilir? Kendisinin atadığı yargı organları mı harekete geçecek? Bu mümkün değildir. Bu kadar yetki ile donatılmak elbette o kişiyi güç zehirlenmesine sokacaktır. Ve hesap vermez bir şekilde ülkeyi yönetecektir. Çağımızda millete egemenlik hakkının gasp edilmesine ve millete hesap vermeden ülke yönetme hevesini yüce milletimiz kabul etmeyecek ve hayır diyecektir.”

BÜYÜK TİRE:  Cumhurbaşkanı tek başına olağanüstü hal ilen yetkisi verilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

ŞERAFETTİN KUTLU:  “Elbette ülkelerin içinde bulundukları siyasi ortamları gerektirdiği zamanlarda olağanüstü hal ilanı gerekebilir. Ancak bu halin millet ve ülke menfaati açısından en uygun kararnamelerin tartışılarak yapılacağı yer sadece millet iradesinin temsil edildiği millet meclisidir. 1 kişinin aklına güvenilerek, 1 kişinin kabiliyetine güvenilerek böyle milletin kaderi ile oynayacak kararnameler kabul edilemez. Biz millet olarak İstiklal Savaşımız devam ederken bile bu Olağana Üstü Hal kararlarını mecliste milletvekillerinin ortak kararları ile aldık. Böyle millet hayatını tümden etkileyen bir konuda yetkinin bir kişiye bırakılmasını milletimiz kabul edebilir mi? Tabi ki hayır !!”

BÜYÜK TİRE: 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan referandumda HSYK’nın değişikliği hararetle savunulmuştu. HSYK’nın yapısı 7 yıl sonra sil baştan yenileniyor. Bir Anayasa maddesi 7 yıl içinde eskiyebilir mi?

ŞERAFETTİN KUTLU:  “Anayasa aslında ‘yasa’ değil. Bir ülkenin kuruluş felsefesidir. Yani toplumun (Milletin) devletiyle bir kuruluş sözleşmesidir. Anayasalar tümüyle yeni baştan ne zaman hazırlanır? Ülkede ya genel bir savaş sonrası yani bir rejim kurulacaksa, ya da 27 Mayıs ve 12 Eylül Askeri ihtilallerinden sonra kurucu meclisler tarafından yeniden Anayasa hazırlanır.

Mevcut Anayasaya göre seçilen milletvekilleri veya iktidarlar yeni baştan Anayasa yapamazlar. Anayasa maddelerinin kısa aralıklarla sürekli değiştirilmesi ise ülkedeki rejimin sağlıksız olduğunu gösterir. İktidar partilerinin siyasi çıkar uğruna Anayasa maddelerinin bu şekilde sürekli değiştirip durmaları ülkedeki siyasi huzuru da bozar. Güveni sarsar, işte 7 yıl önce Türk Yargısının en üst kurumlarının tümüyle yapısal değişiminden sonra meydana gelen siyasi çıkmazlar milletimizi başına 15 Temmuz Darbe Girişimini getirdi.

Şimdi yargının en üst yapısı yine tümüyle değiştirilip 1 kişinin atayacağı üyeler ile yeniden yapılandırılmak isteniyor. Kesinlikle milletin siyasi yapısına uymayacaktır. Elbette hayır diyoruz !!!”

BÜYÜK TİRE:  TBMM üye sayısı 550’den 600 üyeye çıkarılması önemli midir, gerekli midir ? 

ŞERAFETTN KUTLU:   “Ülke nüfusu göz önüne alındığında şu andaki 550 milletvekili sayısının bile fazla olduğu görülür. Bakın; Amerika’nın nüfusu 300.000, Rusya’nın nüfusu 150.000 iken onların meclislerindeki vekil sayısı 550’den yani bizden az. Şimdi bize 550 milletvekili de yetmeyecek. Bunu 600’e çıkaracağız öyle mi? Bu geçim derdindeki halkımızın sırtına yüklenen ilave ekonomik yük olacaktır. Sadece buradan soruyorum. Bir yasam döneminde bu 550 milletvekilinin maaşları, sağlık, ulaşım, harcırah gibi toplam maliyetlerini meclis başkanı milletimize açıklasın. Bu ürkütücü ekonomik giderler yetmiyormuş gibi ilave 50 vekilin giderini milletimiz elbette kabul etmeyecek hayır diyecektir.”

BÜYÜK TİRE:  7 Bütçe Kanunu, parlamento dışındaki Bakanlar Kurulunca hazırlanıp, Meclisten güvenoyu almadan da uygulanabilmesi sizce sakıncalı değil midir?

ŞERAFETTİN KUTLU:  “Bütçe milletin alın terinin ülke kalkınmasında önceliklerin tayin edildiği bir yıllık plandır. Bu planın doğru hazırlanıp işlerliğinin devam ettirilmesi ise milli iradeyi temsil eden meclisin (tüm partilerin milletvekillerinin) asli görevi ve yetkisindedir. Bu hayati öneme haiz görevi milletin seçmediği sadece cumhurbaşkanının atadığı bakanlar kuruluna bırakmak milletin vicdanı ile bağdaşmaz. Toplumun alın teri ile oluşan bütçenin nasıl yapılandırılacağı yine milli iradenin temsilcileri milletvekillerinin görevleri olmalıdır. Aksi takdirde atanmışların hazırlayıp yönettikleri bütçe milletin değil; sarayın bütçesi olacaktır ki; tabi ki hayır !!!”

BÜYÜK TİRE:  Mevcut Anayasamızda Cumhurbaşkanı 103. Maddeye göre yemin eder. Yemin metninin sonu “………. Türkiye Cumhuriyeti’nin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi Tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda ve şerefim üzerine ant içerim” şeklindedir. Geçenlerde cumhurbaşkanı Elazığ’da “Ya böyle şey olur mu? Cumhurbaşkanı olacaksın kurucusu olduğu partiyle ilişiği kesiliyor. Bir insanın karakterinde tarafsızlık olur mu? Olmaz gerçekçi olmak lazım” demişti. Yargı bağımsız ve tarafsız olacak. Cumhurbaşkanı ise tarafsız olmayacak bu sizce doğru mu?

ŞERAFETTİN KUTLU:  “Cumhurbaşkanı, cumhurun yani milletin başlıdır. Kısacası toptan milleti temsil eder. Elbette siyaseten tarafsız ve herhangi bir parti ile bağı olmamalıdır.

Milletin fertleri değişik partilere mensuptur. Bu da çok partili rejimlerin gereğidir. Eğer cumhurbaşkanını partili hale getirirseniz o zaman cumhurbaşkanı milletin tamamını nasıl temsil edecek? Ya da başka partiye mensup milletin fertleri onu nasıl kendisinin temsilcisi görecek. Bu durum milleti birleştirecek yerde bölünmeye götürecektir. Oysa ülkemizin içinde bulunduğu şartlar göz önüne alınırsa milletimizi bölünmeye değil aksine milli menfaatlerimiz doğrultusunda birleştirici, bütünleştirici ve devletimizin kuruluş felsefesindeki esaslar çerçevesinde toplayıcı olmalıdır.

Partili Cumhurbaşkanı demek bağlı olduğu siyasi partinin programının başarılı olması için çalışacaktır. Oysa çok partili demokrasilerde her partinin programı farklıdır. Cumhurbaşkanı bu değişiklikle olağanüstü yetkilerle donatılıp ülkedeki sadece bir siyasi partinin programı doğrultusunda devlet olanaklarını harcaması, yargıyı buna göre işletmesi, eğitimi buna göre şekillendirmesi ülkenin sınır ötesi savaşlara sadece bir kararname ile sokulması, ülke kalkınmasında önceliklerin sadece bir kişinin öngörüşüne bırakılması istenmektedir. Böyle bir durum dünya da demokrasi ile idare edilen ülkelerde yoktur. Ancak bu tek adam rejimi ile mümkündür. Oysa tek adamlar güçsüzdür. Her zaman kandırılma ihtimalleri vardır. Milleti birleştiremezler, Ülkemizin bu ağır ekonomik ve terör sorununu yalnız başına çözemezler.

Tüm bu nedenlerle referandumda milli meclise sahip çıkmak için, Milleti ayrıştırmamak için, terör ve ekonomik sorunlarının toplumsal ortak aklımızla yani milli irade ile çözümünü sağlamak için Vatan Partisi olarak ‘hayır’ diyoruz.”

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve buyuktire.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.